cankurtaran çanı — is. Tipili veya sisli havalarda sığınacak yeri yolculara, gemilere belli etmek için kullanılan çan veya düdük, cankurtaran düdüğü … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran düdüğü — is. Cankurtaran çanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran yeleği — is., den. Yelek biçiminde yapılmış cankurtaran aracı, can yeleği … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran yok mu! — ölüm tehlikesi karşısında yardım isteme sözü İmdat! İmdat!.. Cankurtaran yok mu? E. M. Karakurt … Çağatay Osmanlı Sözlük
CANKURTARAN — t. Ölüm tehlikesinde olanları kurtarmak için kullanılan vasıta. * Hasta ve yaralıları hastahaneye taşıyan otomobil. Ambulans … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cankurtaran gemisi — is., den. Karaya oturan, yanan veya batma tehlikesi ile karşı karşıya kalan gemileri kurtarmaya yarayan gemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran kulübesi — is. Dağ geçitlerinde tipiden veya soğuktan korunmak için sığınak olarak yapılmış kulübe … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran salı — is., den. Deniz kazalarında kullanılmak üzere gemilerde bulundurulan sal … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran sandalı — is., den. Deniz kazalarında veya gemi batmak üzereyken insanları kurtarmaya yarayan motorlu, kürekli sandal, filika … Çağatay Osmanlı Sözlük
cankurtaran simidi — is., den. Suda boğulma tehlikesine karşı kullanılan ve sudan hafif maddelerden, büyük simit veya yelek biçiminde yapılmış araç, can simidi … Çağatay Osmanlı Sözlük