- çamaşırhane
- is., Far. cāmeşūy + ḫāne
Çamaşırlık
Çamaşırhanenin arkasındaki duvardan atladım, dedim.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çamaşırhanenin arkasındaki duvardan atladım, dedim.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çamaşır — is., Far. cāmeşūy 1) İç giysisi Çamaşırı ile yarı açık duran bacakları kan içindeydi. M. Ş. Esendal 2) Kirli eşyaları yıkama işi Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşırlık — is., ğı 1) Çamaşır yıkamak için kullanılan yer, çamaşırhane 2) Kurutmak amacıyla üzerine çamaşır serilen araç 3) İçine çamaşır konulmaya yarayan sepet veya torba … Çağatay Osmanlı Sözlük
hane — is., Far. ḫāne 1) Ev, konut 2) Ev halkı Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı. N. Cumalı 3) Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz Dama tahtasında altmış dört hane vardır. 4) mat. Basamak 5) müz. Klasik… … Çağatay Osmanlı Sözlük