çatlatmak

çatlatmak
-i
1) Çatlak duruma getirmek

Elindeki ustura ile çatlatacağı bu canlı yemişe baktı.

- Ö. Seyfettin
2) Çatlamasına yol açmak

Duvarları, tavanı çatlatacak kadar şiddetli olan ve birdenbire kulağa saldıran bu ses dalgası kimsenin kulağını incitmedi.

- H. E. Adıvar
3) mec. Sabrını taşırmak
4) mec. Aklını kaçırmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • ayınları çatlatmak — ayın harfinin Arapçaya özgü sesini gırtlakta boğumlamaya çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman çatlatmak — iyi durum ve başarılarla düşmanı kıskandırmak veya kızdırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabuğunu çatlatmak (veya kırmak) — içinde bulunduğu güç, olumsuz veya kötü durumdan kurtulup rahatlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayın — is., esk., Ar. ˁayn Arap alfabesinin on sekizinci harfinin adı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayınları çatlatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatlatabilmek — i Çatlatmak imkânı veya olasılığı bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatlatma — is. Çatlatmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşman — is., Far. duşmān 1) Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. S. F. Abasıyanık 2) Birbirleriyle savaşan devletler ve bu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yolkmak — sıyırmak; çatlatmak; yolmak, bir şeyden herhangi bir şeyi çıkarmak, soymak; faydalanmak, elde etmek, II I, 435, 436 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”