çiçeği burnunda

çiçeği burnunda
sf.
1) Yeni

O zaman henüz çiçeği burnunda bir ilk sömestir öğrencisi olduğum bu üniversitenin eskiliği ile övünmüştüm.

- H. Taner
2) Çok taze, yeni koparılmış

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • çamuru karnında, çiçeği burnunda — çiçeği burnunda, çamuru karnında …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çiçek — is., ği, bit. b. 1) Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü 2) bit. b. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım. R. H. Karay 3) mec. Davranışları hafif, toplum… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çamur — is. 1) Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum. R. H. Karay 2) sf., mec. Sataşkan, çevresini tedirgin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emir eri — is., ask., esk. Teğmen ve yukarısı üst düzey subayların hizmetinde bulunan er, hizmet eri, emirber Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa cilalamak — tkz. içki içmek İpini koparmış aylakla, çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalardı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”