- delifişek
- sf., -ği
Delişmen ve atak (kimse)
Ama tanıyanlar söylüyor, gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ama tanıyanlar söylüyor, gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
deli — sf. 1) Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun 2) Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.) Bu deli öfkeyi kime veya nelere, bir namlu gibi çevireceğini bilemiyordu. T. Buğra 3) mec. Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın Ben… … Çağatay Osmanlı Sözlük
delifişeklik — is., ği Delifişek olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
fişek — is., ği, Far. fişeng 1) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlara, atılmak için sürülen ve içinde barut bulunan bir kovan ile bu kovanın ucuna yerleştirilmiş mermiden oluşan cephane Ben fişeklerin barutunu, tapasını koyayım, beybaba saçmasını...… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakınmak — i, den 1) Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş. H. Taner 2) Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünü daldan budaktan (veya çöpten) esirgememek (veya sakınmamak) — tehlikeli işlere atılmaktan çekinmemek Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük