devirmek

devirmek
-i
1) Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek

Ağacı devirmek. Masayı devirmek.

2) mec. Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak

Başkanı devirmek.

3) mec. Bütünüyle içmek

Birinci, ikinci ve üçüncü bardaklarını hep bu birlik konusuyla devirdiler.

- N. Cumalı
4) mec. Bir yana eğmek

Şapkasını yana devirdi.

5) nsz, mec. Bir kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek

... zengin bir tasvir ve izah yapabilmek için evde kitaplar devirdi.

- M. Ş. Esendal

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • kazan kaldırmak (veya devirmek) — tar. 1) yeniçeriler yemek pişirilen kazanı devirerek ayaklanmak, isyan etmek İkide birde kazan deviren yeniçerilerin dışında askerlikte talim ve terbiye esaslarına göre Avrupai bir nizam ile askerliğimizin ihdası pek hayırlı olmuştu. A. Ş. Hisar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tepetakla etmek (veya devirmek) — birinin toplumsal veya ekonomik durumunu bozmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çam devirmek — karşısındakine dokunacak veya kötü bir sonuç doğuracak söz söylemek Bu hoppa oğlan, karısına ne diller dökecek, ne potlar kıracak, ne çamlar devirecekti. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • semeri devirmek — eşek gibi kabaca yatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dağ (veya dağları) devirmek — çok zor işleri başarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hükûmeti devirmek — zor kullanarak devlet yönetiminde değişiklik yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözlerini devirmek — öfke ile bakmak Şerbetçide temiz bardak bulamayan müşteri, gözlerini devire devire bağırıyor. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşağı almak — devirmek, yıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çam — is., bit. b. Çamgillerin örnek bitkisi olan, dört mevsim yeşil kalabilen, iğne yapraklı, yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı (Pinus) Birleşik Sözler çam balı çam bölmesi çam fıstığı çam sakızı çam yarması çam yeşili …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dağ — 1. is., Far. dāġ 1) Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan 2) İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık 3) mec. Büyük üzüntü, acı Birleşik Sözler gözdağı 2. is. Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”