- dizüstü
- is.
Bilgisayarın her türlü donanımı ile küçültülerek taşınabilir duruma getirilmiş biçimi
Yarın yola çıkıyoruz. Dizüstümü yanıma alıyorum. Raporlarım aksamayacak.
- R. ErduranBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yarın yola çıkıyoruz. Dizüstümü yanıma alıyorum. Raporlarım aksamayacak.
- R. ErduranÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dizüstü bilgisayar — is. Dizüstü … Çağatay Osmanlı Sözlük
İCSA' — Dizüstü getirme. Çökertme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
diz — is., anat. 1) Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer Köşeye yaslanmış, bir dizini altına almış, öteki dizini dikmiş, kolunu da uzatmış, anlatıyordu. M. Ş. Esendal 2) Oturulduğunda uyluğun üst yanı Birleşik Sözler diz ağırşağı diz bağı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lap-top — is., İng. lap top Bakınız dizüstü … Çağatay Osmanlı Sözlük
notebook — İng. notebook Bakınız dizüstü … Çağatay Osmanlı Sözlük
saymak — i, ar 1) Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak Nara sormuşlar: Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne demiş. B. R. Eyuboğlu 2) Sayıları arka arkaya söylemek Birden ona kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük