- doğal afet
- is.
1) Önlenmesi insan eliyle olmayan, sel, fırtına, deprem, dolu vb. felaketlerin her biri2) sf., mec. Baş belası
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
doğal — sf. 1) Doğada olan, doğada bulunan 2) Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel 3) Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı Doğal liman. Doğal sınır. 4) Yapmacık olmayan 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
afet — is., Ar. āfet 1) Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım O yıl su baskınları bir afet gibiydi. 2) Kıran 3) sf., mec. Çok kötü Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum. R. N. Güntekin 4) mec. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabii afet — is., ç. Doğal afet … Çağatay Osmanlı Sözlük
deprem konteyneri — is. Doğal afet zamanlarında kullanılmak üzere gereksinim duyulabilecek çadır, battaniye, ilk yardım ve kurtarma malzemelerini barındıran, yerleşim merkezlerinde belirli noktalara konulan özel büyük dolap … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikaz yeleği — is. 1) Doğal afet zamanlarında enkaz kaldırılırken görevlilerin her an görülebilmeleri için giydikleri, fosforlu şeritleri bulunan yelek 2) Güvenlik görevlilerin giydiği fosforlu şeritleri bulunan, özel yelek … Çağatay Osmanlı Sözlük
insani yardım — is. 1) Doğal afet zamanlarında insanın temel gereksinimleri olan sağlık, barınma vb. konularda yapılan yardım 2) İyilik olsun diye yapılan herhangi bir yardım … Çağatay Osmanlı Sözlük
toz maskesi — is. Doğal afet zamanlarında enkazın kaldırılması sırasında kullanılan, tozdan koruyan maske … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolda kalmak — kaza, doğal afet vb. sebeplerden olayı yolda ilerleyememek, gideceği yere varamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabii — sf., Ar. ṭabīˁī 1) Doğada olan, doğada bulunan 2) Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. A. Rasim 3) Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük