- dokumahane
- is., T. dokuma + Far. ḫāne
Dokuma tezgâhlarının bulunduğu ve çalıştığı yer
Üç yüz otomatik dokuma tezgâhının, kulakları sağır eden bir şakırtıyla çalıştığı dokumahane toz içindeydi.
- O. Kemal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Üç yüz otomatik dokuma tezgâhının, kulakları sağır eden bir şakırtıyla çalıştığı dokumahane toz içindeydi.
- O. KemalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dokuma — is. 1) Dokumak işi, mensucat, tekstil Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi. 2) Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez 3) sf. Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen 4) sf. Tezgâhta dokunarak elde edilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hane — is., Far. ḫāne 1) Ev, konut 2) Ev halkı Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı. N. Cumalı 3) Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz Dama tahtasında altmış dört hane vardır. 4) mat. Basamak 5) müz. Klasik… … Çağatay Osmanlı Sözlük