- edebî eser
- is., ed.
Değişik edebiyat türlerinde kaleme alınmış, sanat değeri taşıyan eserlerin her biri
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
edebî — sf., Ar. edebī Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin, yazınsal Gazete idaresinde biriken edebî mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum. A. Haşim Birleşik Sözler edebî eser edebî sanat … Çağatay Osmanlı Sözlük
eser — is., Ar. eṣer 1) Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. Y. K. Beyatlı 2) Yayın, kitap, yapıt Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. H. Z. Uşaklıgil 3) İz,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dramatize — sf., Fr. dramatisé 1) Radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine getirilen (edebî eser) 2) mec. Olduğundan daha acıklı, abartılı bir biçimde ortaya konulan (olay) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dramatize etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
edip — is., bi, esk., Ar. edīb Edebiyatla uğraşan, edebî eser veren kimse, yazar Pek az hoşlandıklarım muhabirler, ediplerdir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
inceleme — is. 1) İncelemek işi, tetkik 2) ed. Bir bilim veya sanat konusunu her yönüyle geniş biçimde açıklayan eser veya yazılı araştırma İlk çalışmaları daha çok deneme ve inceleme türünde olmuş, bunları edebî hatıraları izlemiştir. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
roman — is., Fr. roman 1) İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür Hikâyem tıpkı hayalî, hissî bir roman kadar gariptir diye … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyarlamak — i, e 1) Birbirine herhangi bir bakımdan uyar duruma getirmek, intibak ettirmek 2) Edebî eserleri, sinema, tiyatro, radyo ve televizyonun teknik imkânlarına uygun duruma getirmek, adapte etmek 3) Bir yabancı eseri, kişi ve yer adlarını… … Çağatay Osmanlı Sözlük