el çabukluğu

el çabukluğu
is.
1) Bir işi çabuklukla yapabilme ustalığı
2) Hilesini kimseye sezdirmeden yapabilme
3) Hokkabazın başvurduğu yöntem

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • çabukluk — is., ğu Çabuk olma durumu, hız, sürat Her şey umulmaz bir çabuklukla yoluna girdi. R. N. Güntekin Birleşik Sözler el çabukluğu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çarpmak — e, ar 1) Hızla değmek, vurmak Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Etkisiyle birdenbire hasta etmek Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3) i Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak Yeşildirek te …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fehvasınca — zf. Uyarınca, sözü gereğince El çabukluğu bir marifet fehvasınca esatir profesörlüğüne terfi etmiş oluyordu. H. F. Ozansoy …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz bağcılık — is., ğı 1) Gözü aldatmak amacıyla özel olarak hazırlanmış araçlarla göz bağı yapma sanatı, illüzyonizm 2) El çabukluğu ile göz boyama …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz bağı — is. 1) El çabukluğu ve ustalıkla gerçekte olmayan bir şeyi oluyor gibi gösterme işi, illüzyon 2) mec. Aklı ve duyguları yanıltan sebep Onun sözleri bana bir göz bağı olmuştu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ham hum — is. Belirsiz, önemsiz, boş birtakım sözler söylemek anlamına gelen ham hum etmek, düzenle veya el çabukluğu ile yapılan, kimsenin akıl erdiremediği iş anlamındaki ham hum şorolop deyimlerinde geçen bir söz Ham hum edip durdu, ne dediği… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hokkabaz — is., Ar. ḥuḳḳa + Far. bāz 1) El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse Bu arsada zaman zaman at cambazları, hokkabazlar, palyaçolar hünerlerini gösterirler. S. Birsel 2) sf., mec. Başkalarını aldatarak yalan dolanla… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tırnakçı — is., argo 1) Para bozdurmak için gelerek kasadaki veya tezgâh üzerindeki parayı çalan kimse 2) argo Verilmesi gereken bir paranın el çabukluğu ile eksik ödenmesi 3) tar. Osmanlı İmparatorluğu nda her perşembe günü padişahın tırnaklarını kesip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”