- eli hafif
- sf.
Acıtmadan, tedirgin etmeden iş gören (cerrah, dişçi, berber vb.)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hafif — sf., Ar. ḫafīf 1) Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı 2) Güç veya yorucu olmayan, kolay Hafif bir iş. 3) Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa Hafif bir kadın. 4) Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek) Onlar da akşam yemeğini pek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sızı — is. 1) Hafif ve ince ağrı Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. Ruhsal acı, ıstırap Depremlerin acısını sızısını belirtmek de adı sanı bilinmez köylü şairlere düşer. B. R. Eyuboğlu Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük