- eli yatkın
- sf.
Elle yapılan işlerde becerikli (kimse)
İkimiz de yaş farkına rağmen idmanlı, eli yatkın adamlardık.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İkimiz de yaş farkına rağmen idmanlı, eli yatkın adamlardık.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yatkın — sf. 1) Bir yana eğilmiş, yatık 2) Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük Yatkın mal. Yatkın kumaş. 3) Bir işte yeteneği, becerisi olan Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli yatkınlık — is., ğı Eli yatkın olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli işe yatmak — becerikli, eli yatkın, uz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli yordamlı — sf. Eli işe yakışır, yatkın (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli kırılmak — (bir işe) eli, işe yatkın bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
idmanlı — sf. 1) İdman yaparak çeviklik kazanmış olan (kimse), antrenmanlı 2) mec. Herhangi bir şeye alışmış ve onu yadırgamaz duruma gelmiş olan (kimse) İkimiz de yaş farkına rağmen idmanlı, eli yatkın adamlardık. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
talimli — sf. 1) Talim görmüş, eğitilmiş Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Alışık, eli yatkın … Çağatay Osmanlı Sözlük
buşulgan (ş) — eli işe yatkın III, 53 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yuşulmak — eli işe yatkın olmak, II I, 53 akıp dökülmek, fışkırmak II, 128; III, 79, 102bkz: i şilmek, yişilmek, yuşılmak, yüşilmek, yüşıilmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini