esaslı

esaslı
sf.
1) Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru

... gövdesini kuş tüyü yastıkların içine daha esaslı bir tarzda yerleştirdi.

- Y. K. Karaosmanoğlu
2) zf. Köklü, etkili, güzel bir biçimde, doğru olarak

Konuyu esaslı öğrendi mi?


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • TEKEMMÜL — Olgunlaşmak. Kemâle doğru gitmek.(İnsanda olan hadsiz istidadât ı maneviyye ve nihayetsiz âmâl ve efkâr ve müyulât dahi israf edilmeyecektir. Öyle ise, insandaki o esaslı meyl i tekemmül bir kemâlin vücudunu gösterir. Ve o meyl i saadet, saadet i …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Ali Sabancı — Ali İhsan Sabancı (born 1969), a member of the renowned Sabancı family in third generation, is a Turkish businessman.Ali was born 1969 in Adana, Turkey as the second child and youngest son of Şevket Sabancı (1936). Between 1987 and 1991, he was… …   Wikipedia

  • ESAS Holding — Die ESAS Holding A.S. ist eine türkische Beteiligungsgesellschaft. Sie gehört zur türkischen Industriellenfamilie Sabancı, die auch die Mehrheit der Sabancı Holding hält. Die ESAS Holding wurde im August 2000 gegründet. Erste Aktivität war die… …   Deutsch Wikipedia

  • anasıl — zf., esk., Ar. ˁanaṣl Kökten, asıl olarak, esaslı bir biçimde Anasıl asker ve erkek bir kavim olmadıkları için askerliğin şanından hiçbir zaman nasipleri yoktur. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dokümantasyon — is., Fr. documentation Belgeleme, bir çalışma için gerekli belgeleri arama ve sağlama, belgelere dayandırma Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • esaslandırmak — i Esaslı duruma getirmek, sağlamlaştırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözetlemek — i 1) Birine veya bir şeye gizlice bakmak ... yarı kanadı açık pencereden odanın içini gözetlediler. P. Safa 2) Birinin yaptıklarını belli etmeden izlemek Bitişik yalının taze gelini sabah işlerini görürken yan pencereden gözetlemek esaslı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • handikap — bı, İng. handicap 1) At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması 2) is. Engel Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • idareimaslahatçı — is. 1) Bir işi sağlam bir temele oturtmadan o günün şartlarına göre yapan kimse İdareimaslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar. Atatürk 2) İşi oluruna bırakan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”