- gök gürültüsü
- is.
Gök gürlemesi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gök — is., ğü 1) İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza 2) Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, sema Süngülerini, çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar. R. E. Ünaydın 3) Gökyüzünün, denizin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HEZEC — Gök gürültüsü. * Güzel sesle şarkı söylemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜDEVVÎ — Gök gürültüsü olan bulut … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RA'D — Gök gürültüsü. * Bulutları sevk ve nezaret ile vazifeli bir melek adı. * Tehdit etmek, korkutmak.(Terennümat ı hava, na rât ı ra diye, nağamat ı emvac, birer zikr i azamet. Yağmurun hezecatı, kuşların seceatı birer tesbih i rahmet, hakikata bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RA'D U BERK — Gök gürültüsü ve şimşek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boran — is., coğ. Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı Yazın sık sık boran olur … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültü — is. 1) Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara. Ç. Altan 2) mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma İşçiler arasındaki gürültü. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıldırım — is. 1) Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika 2) sf. Çok hızlı yapılan, olan Birleşik Sözler yıldırım aşkı yıldırımkıran yıldırım nikâhı yıldırımsavar yıldırım siperi … Çağatay Osmanlı Sözlük
CELCELE — Çan sesi. * Gök gürültüsü. * Depretmek. * Gitmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEZK — şiddetli gök gürültüsü. * Uçurmak. * Yuvarlamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük