- halk ağzı
- is., db.
Aynı lehçe içinde daha küçük ayrılıklar gösteren ve belli yerleşim bölgelerine özgü olan konuşma dili
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
halk — 1. is., esk., Ar. ḫalḳ Yaratma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halk etmek 2. is., Ar. ḫalḳ 1) Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu Türk halkı. 2) Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu Yahudi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı dili kurumak — 1) konuşamaz duruma gelmek Ağzım dilim kurudu, kız yalvara yalvara. Halk türküsü 2) susuz kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
amiyane tabirle (veya tabiriyle) — halk ağzı ile, halk deyişiyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
HLK. — Halk Agzi (International » Turkish) … Abbreviations dictionary
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuk — 1. sf., ğu 1) Bozulmuş olan Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra 2) Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ) Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin 3) is. Madenî para, bozuk para Hiç olmazsa birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatal — is. 1) İki veya daha çok kola ayrılan değnek 2) Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri 3) Dallı olan şeylerin her kolu 4) Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç Çatalı elinden düştü, ağzı açık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mey — 1. is., esk., Far. mey Şarap Birleşik Sözler meyhane 2. is., müz. Türk halk müziğinde kullanılan, ağzı yassı bir tür zurna … Çağatay Osmanlı Sözlük