- hasbihâl
- is., -li, esk., Ar. ḥasb + ḥāl
Söyleşi, sohbet
Dayıyla yeğen arasında o uzun, o bitmez tükenmez hasbihâllerin mevzusu neydi?
- Y. K. KaraosmanoğluAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Dayıyla yeğen arasında o uzun, o bitmez tükenmez hasbihâllerin mevzusu neydi?
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hasbihal — (A. F.) [ لﺎﺣ ﺐﺴﺣ ] halleşme, dertleşme. ♦ hasbihal etmek halleşmek, dertleşmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hasbihâl etmek — söyleşmek, karşılıklı konuşmak, sohbet etmek Üç gündür ne hasbihâller ettik. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Rauf Denktaş — Rauf Raif Denktaş 1st President of the Turkish Republic of Northern Cyprus In office 1983 – 24 April 2005 Preceded by New office … Wikipedia
Mustafa Kemal Atatürk's personal life — Mustafa Kemal Atatürk Atatürk on Ege steamer during a tour to Antalya, February 1935. Born Mustafa May 19, 1881(1881 05 19) (a posteriori) … Wikipedia
Nuri Conker — 1318 P. 15[1] On the deck of Ertuğrul yacht on June 5, 1928. From left to right: Nuri Be … Wikipedia
hâl — is., li, Ar. ḥāl 1) Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet Herkes hâline göre bir hediye verdi. H. R. Gürpınar 2) Davranış, tutum, tavır Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sohbet — is., Ar. ṣuḥbet 1) Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu. H. C. Yalçın 2) ed. Söyleşi Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakışan bir çerçeve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
söyleşi — is. 1) Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı, nedense. A. İlhan 2) Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
söyleşmek — nsz, le 1) Karşılıklı konuşmak, hasbihâl etmek, sohbet etmek Tanıdıklardan biri rast gelirse durup konuşmak, söyleşmek, dedikodu etmek de var. M. Ş. Esendal 2) Bir işin nasıl yapılması gerektiği konusunda konuşmak, müzakere etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sohbet etmek — dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yarenlik etmek, hasbihâl etmek Sofra başında sohbet etmeyi sever... A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük