- iç kapak
- is., -ğı
Kitabın dış kapaktan sonra gelen, adını ve bazı özelliklerini içeren sayfa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kapak — kàpak m <G pka, N mn pci, G kȃpākā> DEFINICIJA 1. anat. kožno tkivo koje prekriva oči ljudima i životinjama; vjeđa 2. a. krilo na prozoru b. ono što zatvara, a učvršćeno je i čini cjelinu (lule, manjeg prozora i sl.); zaklopac ETIMOLOGIJA… … Hrvatski jezični portal
kàpak — m 〈G pka, N mn pci, G kȃpākā〉 1. {{001f}}anat. kožno tkivo koje prekriva oči ljudima i životinjama; vjeđa 2. {{001f}}a. {{001f}}krilo na prozoru b. {{001f}}ono što zatvara, a učvršćeno je i čini cjelinu (lule, manjeg prozora i sl.); zaklopac ✧… … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
kapak — is., ğı 1) Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. R. H. Karay 2) Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça Dolap kapağı. 3) Kitap, defter vb.nin en… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak bıçkıcısı — is. Kapak bıçkısında çalışan işçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak kızı — is. Resimli dergilerin kapak resimleri için poz veren genç kız … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak takımı — is. Alafranga tuvaletin üstündeki kapak, oturak ve vidaların bütünü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak yıldızı — is. Resimli dergilerin kapak sayfaları için fotoğrafı çekilen ünlü kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak atmak — (bir şey) aşırı, tıka basa dolmuş olmak Elbise dolabı kapak atıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak bıçkısı — is. Kaba tahtaları boylamasına biçen ve düzelten, birkaç testereli bıçkı tezgâhı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak tahtası — is. Biçilen tomruğun tahtalarından en dışta kalan parçası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak taşı — is. 1) Lağım, su yolu vb.nin gereken yerlerinde bırakılan deliğin üzerini örten geniş ve yassı taş 2) Mezarlarda en üstte bulunan taş … Çağatay Osmanlı Sözlük