- kâğıt oyunu
- is.
İskambil kâğıdı ile oynanan oyun
Hiç kâğıt oyunu oynamazken birkaç aydır altmış altıya alıştırmışlar, sıra ile yenip duruyorlardı.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hiç kâğıt oyunu oynamazken birkaç aydır altmış altıya alıştırmışlar, sıra ile yenip duruyorlardı.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanasta — is., İsp. canasta Bir tür kâğıt oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
peçiç — is., ci 1) Zar yerine yedi tane küçük deniz hayvanı kabuğu atılarak bunların açık taraflarının üste veya alta gelmelerine göre taş ilerleterek oynanan bir oyun Muşamba fenerlerle kadın misafirler geldi, epeyce bir zaman peçiç ve yüzük oynandı. R … Çağatay Osmanlı Sözlük
poker — is., Fr. poker Bir tür kâğıt oyunu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller poker çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
borsa — is., ekon., İt. borsa Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla. N. Cumalı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
borsacı — is. Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse Birleşik Sözler karaborsacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
su yolu — is., mim. 1) Künk veya demir boru ile yapılmış oluk 2) Bazı kâğıtların dokusunda bulunan, ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim veya yazı, filigran 3) Kâğıt üzerine konulan noktaların aralarını çizgilerle birleştirerek oynanan bir çocuk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tablo — is., Fr. tableau 1) Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim Bu tablolardan biri gölge oyunu hâlinde karikatürize edilmişti. H. Taner Hırsından bazılarına tablomu bedava verdim, alın,… … Çağatay Osmanlı Sözlük