- kahretmek
- -i, -der, Ar. ḳahr + T. etmek
1) Ezmek, perişan etmek2) Çok üzmek
Kendini de dostlarını da kahredeceksin, öyle mi?
- C. Meriç3) nsz Kendine dert etmek, içlenmek, çok üzülmek4) -e İlenmek, beddua etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kendini de dostlarını da kahredeceksin, öyle mi?
- C. MeriçÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
DAHD — Kahretmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ANVET — Kahretmek. * Galip olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FENH — Kahretmek. Zelil kepaze etmek FENH (FÜNUH) Su içerken tamamen kanmadan vaz geçmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HATEL — Kahretmek. * Ahdini bozmak. * Aldatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAM' — Kahretmek. Zelil etmek. * Zabtetmek. Ezmek. Kırmak. * Hasta etmek. * Başına vurmak. * Bir sese kulak verip dinlemek. * Ağzı dar olan bir şeyin içine huni ile akıcı maddeyi koymak. * Huni … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MERGAME — Kahretmek. * Galip olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kahır — is., hrı, Ar. ḳahr 1) Yok etme, ezme, perişan etme, mahvetme Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter. A. Gündüz 2) Derin üzüntü veya acı, sıkıntı Hayatını alnının teriyle kazanan, yirmi yıllık geçmişi, yalnız kahırlarla dolu bir Türk köylüsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahretme — is. Kahretmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
pençe atmak — 1) yırtıcı hayvan ön ayaklarıyla saldırmak, vurmak Aslan bir pençe atarak soysuz köpeğin kemiklerini kırmış. F. R. Atay 2) mec. gücüne güvenerek bir şeyi elde etmeye çalışmak Bilirim atarsın bana pençeni / Nefsine kahretmek istedikçe sen. F. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
basınmak — zayıf görmek; basmak; kahretmek, II, 116, 142, 165 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini