- kahrolmak
- nsz, Ar. ḳahr + T. olmak
Çok üzülmek, içlenmek
Kendi suçu, günahı sonucu olmadığını anladıkça kahrolabilirdi bu yüzden.
- N. CumalıBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kendi suçu, günahı sonucu olmadığını anladıkça kahrolabilirdi bu yüzden.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
TAKAHHUR — Kahrolmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kahır — is., hrı, Ar. ḳahr 1) Yok etme, ezme, perişan etme, mahvetme Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter. A. Gündüz 2) Derin üzüntü veya acı, sıkıntı Hayatını alnının teriyle kazanan, yirmi yıllık geçmişi, yalnız kahırlarla dolu bir Türk köylüsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahrolma — is. Kahrolmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fıtık olmak — büyük sıkıntı duymak, kahrolmak, çaresiz kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeis duymak — üzüntü çekmek, kahrolmak Bu kelimeyi işitince derin bir yeis, anlatılmaz bir elem duyarım. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerlere geçmek — çok utanıp sıkılmak veya kahrolmak O kahkaha nöbetlerinden birini tatmak üzere olduğunu hissediyor, yerlere geçiyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük