kaplamak

kaplamak
-i
1) Her yanını örtmek, istila etmek

Bulutlar gökyüzünü kapladı.

Sessizlik ortalığı kapladı.

2) Çepeçevre sarmak, kuşatmak

Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar.

- S. F. Abasıyanık
3) nsz Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak

Yorgan kaplamak.

4) Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
5) Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek

Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları...

- A. Ş. Hisar
6) Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanan tablalara yapıştırmak
7) Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
8) mec. Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak

Ünü cihanı kapladı.

9) mec. Duygular için doldurmak

İçini sevinç kapladı.

10) mec. Doldurmak, bastırmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • kaplamak — ihate ve iştimal etmek, etrafi kapatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yorgan kaplamak — yorgana çarşaf geçirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer kaplamak — önemli bir hacim tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HAYK — Kaplamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kapsamak — kaplamak, kaplamak istemek; etrafını kaplamak, sarmak; kapmak istemek I, 155, 463; III, 285 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ortalığı ... götürmek (veya almak) — kaplamak O gün de bir yağmur yağmıştı, ortalığı sel götürmüştü ya, o gün işte. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ŞÜMUL — Kaplamak. İhtivâ etmek. İçine almak. * Hükmü altına almak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doldurmak — i 1) Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu. R. H. Karay 2) Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek 3) nsz Ateşli silahların içine mermi sürmek İki tabanca getirdiler, takır takır… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”