kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kış — 1. is. 1) Kuzey yarım kürede 22 Aralık 21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. T. Buğra 2) mec. Çok soğuk hava Birleşik Sözler kış dönemi kış dönencesi kış günü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara iklimi — is., coğ. Gece ile gündüz, yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkı çok, yağışı az iklim, karasal iklim … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemheri — is., Ar. zemherīr Kara kış Birleşik Sözler zemheri zürefası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolunu tutmak — bir yere doğru gitmeye başlamak Bir süre sonra, kara kış gelince bakmış ki olacak gibi değil, güneyin yolunu tutmuş. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
Beograd — Београд Beograd … Deutsch Wikipedia
Griechisch-Weißenburg — Београд Beograd … Deutsch Wikipedia
Nandorfehervar — Београд Beograd … Deutsch Wikipedia
Nándorfehérvár — Београд Beograd … Deutsch Wikipedia
RS-00 — Београд Beograd … Deutsch Wikipedia