- kara yağız
- sf.
Esmer (erkek)
Elli yaşlarında göbeksiz, kara yağız bir adamdı.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Elli yaşlarında göbeksiz, kara yağız bir adamdı.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yağız kara — kara yağız, siyah, tonlu at … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağız — sf. 1) Esmer Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar. Halikarnas Balıkçısı 2) Siyah Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı. F. N. Çamlıbel 3) hlk. Yiğit Bunu o ilk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… … Çağatay Osmanlı Sözlük
DUHMESAN — Kara yağız, iri yapılı adam. * Akılsız adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DUHSEMAN — Kara yağız, iri vücutlu adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
fıldır — sf. Çabuk, hızlı, telaşlı Kara yağız, az tombul, fıldır göz, son derece kanı sıcak biridir. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biliş çıkmak — tanımak, önceden tanış olmak Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı. K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
elden gitmek — (bir şey) bir şeyi yitirmek, o şeyden yoksun kalmak Tıpkı kendisine benzeyen kara yağız erkek evlat elden gitmiş. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
Alttürkischer Glaube — Die Darstellung der tengristischen Drei Welten Kosmologie auf einer Schamanentrommel [3] … Deutsch Wikipedia