karaborsa

karaborsa
is., tic.
Piyasada olmayan bir malın gizlice yüksek fiyatla alınıp satılması işi

Bir teneke benzin aldık karaborsadan -dayan- dedik.

- O. V. Kanık
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • KARABORSA — Piyasadan çekilen eşyanın, yüksek fiatla satıldığı gizli pazar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • borsa — is., ekon., İt. borsa Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla. N. Cumalı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalamata zeytini — is. Kalamata Tereyağı, kalamata zeytini ve karaborsa has ekmek. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mevcut — sf., du, Ar. mevcūd 1) Var olan, bulunan Gerçi, bir nevi karaborsa mevcuttu ama bundan faydalanmak hem alan hem satan için hayli tehlikeli idi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) is. Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü Okulun öğrenci mevcudu. Atasözü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taktik vermek — çeşitli sorunlarda sonuca ulaşmak için yol ve yöntem göstermek Artık yapacak işleri kalmamış da afyon kaçakçılarına, karaborsa gangsterlerine taktik vermeye kalkmışlar. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pençesine düşmek — yakalanmak Karaborsa davalarında ise bunların nüfuzları sıfırdan aşağıdır çünkü bu hususta birçoğu Millî Korunmanın pençesine düşmeye namzettir. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”