katı yürekli

katı yürekli
sf.
Acıması olmayan, acımasız (kimse), katı kalpli

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • katı — 1. sf. 1) Sert, yumuşak karşıtı Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. F. R. Atay 2) mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim Katı yürekli. Katı davranış. 3) mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yürekli — sf. Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katı kalpli — sf. Katı yürekli (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katı yüreklilik — is., ği Katı yürekli olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taş yürekli — sf. Katı yürekli, acımasız, taş kalpli Ana leyleklerin hepsi böyle taş yürekli mi olurlar? H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acımasız — sf. 1) Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz 2) zf. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız... N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cellat — is., dı, Ar. cellād 1) Ölüm cezasına çarptırılanları öldürmekle görevli olan kimse 2) sf., mec. Acımasız, katı yürekli, kolaylıkla suç işleyen, zalim Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cellat gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duygusuz — sf. 1) Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz Alığa döndüm, bir çuval pamuk kadar duygusuzum. A. Gündüz 2) Katı yürekli, umursamaz, hissiz Sakin hatta donuk, bütün durumlarda duygusuz görünür o... T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gaddar — sf., Ar. ġaddār Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı Onu sevenler, farkında olmadan acı, insafsız ve gaddar bir sevginin zindanı içinde eziyor, sıkıyor, boğuyorlardı. S. Ayverdi Atasözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hınzır — is., esk., Ar. ḫinzīr 1) Domuz 2) sf., mec. Katı yürekli, kötü düşünen, gaddar Bırak beni ... Şu hınzırı geberteceğim diyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 3) sf., mec. Genellikle hoşa giden bir davranışta bulunan (kimse) Dilber de bir kurum, bir eda. Bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”