- ara bozucu
- sf.
Arabozan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozucu — is. Bozma özelliği olan kimse veya şey Birleşik Sözler bozucu etki ara bozucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitne fesat çıkarmak — 1) ara bozucu söz söylemek 2) ara bozucu davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fesat — is., dı, Ar. fesād 1) Bozukluk Mide fesadı. Ahlak fesadı. 2) Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler. S. Birsel 3) Hile 4) sf. Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse) Sen de … Çağatay Osmanlı Sözlük
alabacak — sf., ğı, hlk. 1) Ayağı sekili (at) 2) Ara bozucu, dönek, uğursuz (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
arabozan — sf. İki kişinin arasındaki dostluğu veya geçimi bozan (kimse), ara bozucu, fesatçı, fitçi, münafık, müfsit, müzevir, ordubozan … Çağatay Osmanlı Sözlük
fasit — sf., esk., Ar. fāsid 1) Kötü, bozuk Fasit fikir. 2) Ara bozucu, fesat çıkaran, müfsit Fasit adam. Birleşik Sözler fasit daire Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fasit olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitne — is., Ar. fitne 1) Karışıklık, kargaşa Fitneyi bastırmak kolay değil. 2) sf. Fitneci, ara bozucu Birleşik Sözler fitne fücur fitne kumkuması Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fitne fesat çıkarmak fitne sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitneci — sf. Fitne çıkaran, karıştırıcı, ara bozucu, fitne fücur, fitne kumkuması … Çağatay Osmanlı Sözlük
gammaz — sf., Ar. ġammāz Söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, ara bozucu, fitneci, kovcu (kimse) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gammaz olmasa tilki pazarda gezer … Çağatay Osmanlı Sözlük