- kırkyıl
- zf.
Çok uzun süre
Eğer bu dehşetli muharebeler, bu ihtilaller, bu istilalar olmasa kırkyıl askerî eczacı Yusuf Efendi olarak kalırdı.
- M. Ş. EsendalBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Eğer bu dehşetli muharebeler, bu ihtilaller, bu istilalar olmasa kırkyıl askerî eczacı Yusuf Efendi olarak kalırdı.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kırkyıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş — ecel gelmedikçe ölünmeyeceği inancını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırk — is. 1) Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 40, XL rakamlarının adı 3) sf., mat. Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık Birleşik Sözler Kırkağaç kavunu kırkambar kırkayak kırk basması kırkbayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuruyasıca — sf. 1) İşe yaramaz, kötü Senin kuruyasıca huyunun bana ziyanı olmasa ben de kırkyıl söylemem. Ziyanın bana dokunuyor. M. Ş. Esendal 2) ünl. İşe yaramaz, kötü anlamlarında bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıl — is. 1) Dünyanın, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman 2) Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene Yıl 1919 / Mayısın on… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzünü görmemek — 1) uzun süre görmemek Yüzünü de gördüğüm yoktu. Kırkyıl da görmesem göreceğim gelmezdi. M. Ş. Esendal 2) gereksinim duyulan bir şeyi özlemek, ona hasret kalmak Harp içinde kahvenin yüzünü görmedik … Çağatay Osmanlı Sözlük