açgözlü

açgözlü
sf.
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı

Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş.

- A. Gündüz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • açgöz — sf. Açgözlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açgözlüleşebilmek — nsz Açgözlü olma olasılığı bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açgözlüleşmek — nsz Açgözlü duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açgözlülük — is., ğü Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık, tamahkârlık, tamah, tokgözlülük karşıtı Gönlü o kadar geniş imiş ki sair yoksullar gibi imarethaneden bir tas çorba içmeyi dahi açgözlülük sayarmış. Y. K. Karaosmanoğlu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arsız — sf. 1) Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse) 2) Açgözlü davranan (kimse) 3) mec. Kolayca üreyebilen (bitki) Birleşik Sözler arsız arsız dayak arsızı tokat arsızı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cam göz — sf. 1) Gözü takma olan 2) mec. Açgözlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cimrileşmek — nsz Cimri gibi davranmaya başlamak Yolculuk arkadaşlarınıza bir bakın: Cimri daha cimrileşecek, açgözlü daha arsızlaşacaktır. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doymaz — sf. Açgözlü Hani vatandaşlarımız da güç, ele avuca sığmaz, kanmaz, doymaz insanlar olsa bari! F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözlü — sf. 1) Gözü olan 2) Herhangi bir biçimde veya renkte gözü olan İri gözlü. Yeşil gözlü. 3) Bölmesi veya gözleri olan Bu masa üç gözlüdür. 4) Deliği olan Sık gözlü kalbur. Birleşik Sözler açgözlü ahu gözlü ak gözlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü aç — sf. Açgözlü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”