- koyu lacivert
- is., -di
1) Siyaha yakın lacivert, laciverdin bir ton koyusu2) sf. Bu renkte olan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
lacivert — is., di, Far. lācverd 1) Koyu mavi renk 2) sf. Bu renkte olan Bir lacivert pardösü almanın daha iyi olacağına karar verdi. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler lacivert pasaport lacivert taşı koyu lacivert … Çağatay Osmanlı Sözlük
koyu — sf. 1) Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı Koyu pekmez. Koyu süt. 2) Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı Oturduğu yerden Boğaziçi nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu. H. E. Adıvar 3) bl. Yazı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akordiyon — is., müz., Fr. accordéon 1) Üstündeki düğmelere veya tuşlara basarak metal dilcikleri titretme yolu ile çalınan körüklü, elde taşınabilir bir çalgı, akordeon, armonika 2) Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma Her adım atışında koyu lacivert… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alelacele — zf., Ar. ˁalā l ˁacele Çabucak Kemeraltı ndan alelacele, beyaz üstüne koyu lacivert puanlı bir gecelik almıştım. N. Eray … Çağatay Osmanlı Sözlük
armonik — sf., ği, müz., Fr. harmonique 1) Armoni ile ilgili olan 2) is. Armonika Her adım atışında koyu lacivert akordeon eteği, hakikaten bir armonik gibi açılıp kapanıyordu. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
menekşe gözlü — sf. Gözleri koyu lacivert renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
usta elinden çıkmak — işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılmak Sırtında koyu lacivert, usta elinden çıkmış bir kostüm. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
LACEVERD — Lacivert. * Koyu mavi renkte değerli bir süs taşı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Beykoz — is a district in the suburbs of Istanbul, Turkey at the upper end of the Bosphorus on the Anatolian side. Beykoz includes everything from the streams of Küçüksu and Göksu (just before Anadolu Hisarı) up to the opening of the Bosphorus into the… … Wikipedia