- kulak tırmalayıcı
- sf.
Kulağı rahatsız eden
Bu ses ona şimdi çatlak bir zurnadan çıkan sesler gibi kulak tırmalayıcı geliyordu.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu ses ona şimdi çatlak bir zurnadan çıkan sesler gibi kulak tırmalayıcı geliyordu.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığlık atmak (veya koparmak veya basmak) — kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır. H. E. Adıvar Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
gacır gucur — zf. Çirkin ve kulak tırmalayıcı bir ses çıkararak, gacır gacır Bostan dolabı gacır gucur dönüyordu. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gacır gucur etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gacırdamak — nsz Gacır diye kulak tırmalayıcı ve düzensiz ses çıkarmak Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken. Z. Selimoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
HIRAŞ — f. Tırmalayan, kazıyan anlamıyla bileşik sıfatlar yapar. Meselâ: Dil hıraş $ : Gönlü tırmalayan, inciten. Samia hırâş $ : Kulak tırmalayıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük