- madenî para
- is.
Altın, gümüş, bakır, bronz, alüminyum vb. maddelerin alaşımından yapılan para, demir para
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
madenî — sf., Ar. maˁdenī Madensel, madenle ilgili Birleşik Sözler madenî para madenî yağ madenî yün … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük
demir para — is. Madenî para … Çağatay Osmanlı Sözlük
sikke — 1. is., esk., Ar. sikke 1) Madenî para 2) Madenî paralara vurulan damga 2. is., hlk. Hayvanları bağlamak için yere çakılan demir veya ağaç kazık 3. is. Mevlevi dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külah … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuk — 1. sf., ğu 1) Bozulmuş olan Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra 2) Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ) Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin 3) is. Madenî para, bozuk para Hiç olmazsa birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NAKD — (C?: Nukûd) Madeni para, akçe. * Bir şeyin bedelini peşinen ödemek. * Para olarak bulunan servet. * Vezin ve ayarı tamam olan para. * Bir şeye hırsızlamasına bakma. * Seçmek. * Saymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akçe — is. 1) Küçük gümüş para 2) Her tür madenî para, akça Birleşik Sözler geçer akçe geçmez akçe kalp akçe sağ akçe yedek akçe züyuf akçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
SİKKE — Damga. Nereye ve kime ait olduğunun bilinmesi için konulan işaret, mühür. Umumi damga. * Dirhem. * Para üstüne vurulan damga. * Düz, doğru yol. * Mevlevilerin keçe külâhlarının ismi. * Basılmış madeni para … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
darphane — is., Ar. ḍarb + Far. ḫāne Madenî para basılan yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
on binlik — is., ği On bin liralık bütün kâğıt veya madenî para … Çağatay Osmanlı Sözlük