olağan dışı

olağan dışı
sf.
Sıra dışı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • olağan — sf. 1) Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil, ulusal bir görevdir. T. Buğra 2) Alışılmış olan, normal Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur. H. E …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıra dışı — sf. 1) Alışılmışın dışında olan, olağan dışı, gayritabii, ekstrem 2) Beklenmedik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara bono — is., tic. Arada ödenen olağan dışı bono …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşırı duyu — is., ruh b. Herhangi bir duyu organıyla ve özellikle dokunma duyusuyla sağlanan her tür uyarana karşı olağan dışı bir duyarlık gösterme durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fobi — is., ruh b., Fr. phobie Belirli nesneler veya durumlar karşısında duyulan olağan dışı güçlü korku, yılgı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • irileşme — is. 1) İrileşmek işi 2) tıp Bazı organların hastalık sonucunda olağan dışı büyümesi durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işitilmemiş — sf. O güne değin duyulmamış, şaşılacak, olağan dışı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • normalüstü — sf. Olağan dışı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zuhurat — is., ç., esk., Ar. ẓuhūrāt Gerçekleşeceği düşünülmeyen, hesapta olmayan, umulmadık, olağan dışı olgular Benim oraya gitmem zuhurata bağlıdır …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”