olağanüstü

olağanüstü
sf.
1) Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade

Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor.

- H. E. Adıvar
2) Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade

İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış.

- K. Tahir
3) Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade

Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var.

- H. Taner
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • olağanüstü hâl — is., li Sıkıyönetimden önce, sonra veya bundan tamamen bağımsız olarak kanunla belirtilen olağanüstü yetkilerin sivil yönetime verilmesi ve kullanılması durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rüya gibi — olağanüstü, harika, çok güzel Yolculuğumuz rüya gibi geçti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • destan yazmak — olağanüstü kahramanlık, yararlık veya başarı göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüne kuş kondurmak — olağanüstü, görülmemiş bir katkı, süs veya hizmet yapmak Tahta döşetmek değil ya, üstüne bir de kuş kondurursan yine de burada oturulmaz. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzıyla kuş tutmak — olağanüstü becerili olma …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • Uğur Mumcu — Infobox journalist name = Uğur Mumcu birth date=birth date|1942|8|22|mf=y birth place=Kırşehir death date=death date and age|1993|1|24|1942|8|22|mf=y death place=Ankara credits= editorial opinion columnist and investigative journalist in… …   Wikipedia

  • Kriegsrecht und Ausnahmezustand in der Türkei — Seit 1940 hat es entweder in der gesamten Türkei oder bestimmten Provinzen immer wieder außergewöhnliche Formen des Regierens gegeben. Nach den Artikeln 119–122 der Verfassung der Republik Türkei aus dem Jahre 1982 gibt es vier Formen der… …   Deutsch Wikipedia

  • dehşet — is., Ar. dehşet 1) Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı Olduğum yerde korkudan ve dehşetten donmuştum. S. F. Abasıyanık 2) sf. Olağanüstü Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun. R. N. Güntekin 3) ünl. Olağanüstü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dev — is., Far. dīv 1) Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı 2) sf. Olağanüstü irilikte olan Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor. Y. Z. Ortaç 3) sf., mec. Çok büyük, çok önemli Dev şirketler. Dev bir yazar. Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • menkıbe — is., ed., Ar. menḳabe 1) Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye 2) Olağanüstü olaylarla ilgili anlatı Kemalettin Bey, bize sağda ve solda, alçak, yüksek nihayetsiz tepelerin harp… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”