olgun odun

olgun odun
is.
Ağaç gövdesinin öz odun ile dış odun arasında oluşan, ağaç işleri gereci olarak en üstün niteliği taşıyan bölümü

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • odun — is. 1) Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu. T. Buğra 2) sf., mec. Anlayışsız ve kaba (kimse) Birleşik Sözler odun bilimi odun kömürü odun özü odun sobası dış odun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olgun — sf. 1) Yenecek duruma gelmiş (meyve) Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. R. H. Karay 2) mec. Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dış odun — is. Kabukla olgun ağaç bölümleri arasında bulunan, tam olgunlaşmadığı için marangozlukta kullanılması sakıncalı olan odun bölümü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CEZL — Kalın odun. Tomruk. * Sağlam. Metin. * Güzel ve muhkem fikir. * Rekik olmayıp doğru ve dürüst olan söz veya kelime. * Kâmil, dirayet sahibi, akıllı ve olgun adam …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”