olumsuz

olumsuz
sf.
1) Yapıcı ve yararlı olmayan, hiçbir sonuca ulaşmayan, gözetilen amaca veya beklenilene uygun olmayan, menfi, negatif
2) Onaylamayan, kabul etmeyen, aleyhte olan
3) mec. Davranışları beğenilmeyen, yıkıcı düşünceleri olan, zararlı, menfi

İnsan içinde olumsuz duyguların oluşmasını önlemeli.

- H. Taner
4) fel. Bir şeyi inkâr eden, inkâr veya ret özelliği taşıyan
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • ölümsüz — sf. 1) Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay? A. İlhan 2) Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olumsuz cümle — is., dbl. Yüklemi olumsuzluk kavramı veren cümle, olumsuz tümce: Çocuk hasta değilmiş. Parası yok. Gelmezseniz biz de gitmeyiz gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olumsuz eylem — is., dbl. Olumsuz fiil …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olumsuz fiil — is., dbl. Olumsuzluk kavramı veren fiil, olumsuz eylem: Söylememeliydi, hastalanmaz, gelmeyince, yorgun değildir gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olumsuz tümce — is., dbl. Olumsuz cümle …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tam adamına çatmak — olumsuz bir davranış ve tutum içinde bulunan kimseyle karşı karşıya gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tepki çekmek — olumsuz, sert bir eleştiriyle karşı karşıya kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aksiliği üstünde (olmak) — olumsuz davranış içerisinde (olmak) Hacı Ömer in bütün aksiliği üstündeydi. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acı söylemek — olumsuz bir davranış karşısında gerçeği olduğu gibi söylemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kelle koparmak — olumsuz ve başarısız bir durum sonunda işe, göreve son vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”