ortak — is., ğı 1) Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar Bırakın ortağıma bir telefon edeyim. H. Taner 2) Kuma Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti nin pek ziyade gücüne gitmişti. E. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özne — is., dbl. 1) Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimse veya şey, fail, süje: Çocuk uyudu. Çocuk henüz küçüktür cümlelerinde çocuk sözü öznedir 2) fel. Bilinci, sezgisi, düş gücü olan, bazı filozoflara göre de … Çağatay Osmanlı Sözlük
grup — is., bu, Fr. groupe 1) Küme Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor. H. E. Adıvar 2) Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü Lehçeler grubu. 3) mec. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip 4) ask.… … Çağatay Osmanlı Sözlük