- at gözlüğü
- is.
Atların koşum takımında, göz hizasında bulunan korumalık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dalgıç gözlüğü — is., den. Su altında görmeyi sağlayan ve içine su girmeyecek biçimde yapılmış gözlük … Çağatay Osmanlı Sözlük
güneş gözlüğü — is. Gözü güneşin zararlı ışınlarından korumaya yarayan alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlük — is., ğü 1) Görme bozukluğu olan gözlerin daha iyi görmesine veya gözleri korumaya yarayan, bir çerçeveye yerleştirilmiş çift camdan oluşan araç Doktor, elinden gazetesini bıraktı, gözlüğünü düzeltti. M. Ş. Esendal 2) Atların çevreden ürkmemeleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
at — is. 1) Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan 2) Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş Birleşik Sözler at arabası atbalığı atbaşı at… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalgıç — is., cı 1) Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam 2) argo Başkasına ait olan bir şeyi habersiz alma huyunda olan kimse Birleşik Sözler dalgıç böcekler dalgıç elbisesi dalgıç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlüksüz — sf. Gözlüğü olmayan, gözlük takmamış olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
güneş — is., gök b. 1) Işık ve ısı veren büyük gök cismi 2) Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı Güneş girmeyen eve doktor girer. Birleşik Sözler güneş banyosu Güneş Dil Teorisi güneş gözlüğü güneş günü … Çağatay Osmanlı Sözlük
mercekli — sf. Merceği olan İrfan ın kalın mercekli bağa gözlüğü gözündeydi. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
vapurdumanı — is. 1) Koyu gri renk, füme 2) sf. Bu renkte olan Fakat bu akşam vapurdumanı gözlüğü altında parlak ve faal duran gözleri sanki biraz gölgelenmiş, daha ziyade koyulaşmıştı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehdit etmek — 1) gözdağı vermek Masanın üstündeki mektupla gözlüğü göstererek beni tehdit etti. R. N. Güntekin 2) tehlikeli bir durum yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük