- patlak göz
- is.
1) Dışarıya doğru biraz fırlamış göz2) sf. Gözleri iri ve dışarı fırlamış (kimse)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
patlak — sf., ğı 1) Patlayarak açılmış, yırtık, yarık Patlak davul. 2) is. Patlamış yer Karşısındakini kalpağından ta patlakları gözüken kunduralarına kadar bir süzdü. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler patlak göz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller patlak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lokma göz — is. Dışarı fırlamış göz, patlak göz … Çağatay Osmanlı Sözlük
pörtlek — sf., ği, hlk. 1) Dışarıya doğru çıkık, patlak (göz) 2) is. Cıvık şeylerin çatlayan kabuktan, delikten dışarıya çıkmış durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
fincan gibi — iri ve patlak (göz) … Çağatay Osmanlı Sözlük
hare — is., esk., Far. ḫāre 1) Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak. O. Rifat 2) Üzerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük