- pek çoğu
- zm.
Yeterinden fazlası
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
pek — sf. 1) Sert, katı 2) Sağlam, dayanıklı İnsan gülden nazik, taştan pektir. H. R. Gürpınar 3) zf. Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar. H. C. Yalçın 4) zf., hlk. Hızlı olarak Pek gittiği… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoğu — zm. 1) Bir şeyin büyük bölümü Biz o zaman okuduğumuz mısraların çoğunu ezber bilirdik. A. Ş. Hisar 2) Çok kimse Arkadaşlarımın çoğu gibi mektebe lalalarla, uşaklarla gitmedim. A. H. Tanpınar Birleşik Sözler çoğu kez pek çoğu Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Nokta — ( dot in Turkish) was a Turkish weekly political news magazine launched by Ercan Arıklı on 1 March 1982 as Nokta ve İnsanlar.[1] A year later it became Nokta, and continued thus until 2007 when it was closed under military pressure. In March 2007 … Wikipedia
Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz and Eldiven — Sarıkız (Blonde Girl), Ayışığı (Moonlight), Yakamoz (Sea Sparkle), Eldiven (Glove) is the name of alleged Turkish military coup plans in 2004. Contents 1 Plans 2 Authenticity 3 Selected quotes … Wikipedia
HURİ — (Ahver ve Havrâ kelimelerinin C.) Ahu gözlüler. Gözlerinin akı karasından çok olan, pek güzel ve güzellikleri tarif ve tavsif edilemiyecek derecede güzel olan Cennet kızları. (Bak: Hur Hur i în) (Sual: Ehadiste denilmiş: Huriler yetmiş hulleyi… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beğeni — is. 1) Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk Çoğu kadınların beğenisi kendi kişisel alanlarının dışına pek taşmaz. H. Taner 2) Güzeli çirkinden ayırma yetisi, zevk, gusto Kendine özgü bir beğenisi var bu konuda. N. Cumalı Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bol bulamaç — zf., hlk. Bol bol, pek çok Bol bulamaç kazanıyor sandıklarımızın çoğu sıkıntı içindedirler. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişkin — sf. 1) Gereğince pişmiş Pişkin ekmek. 2) Çabuk pişen, pişeğen, pişek Pişkin nohut. 3) mec. Saygısızca davranarak işini yürüten Hiç istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum. S. F. Abasıyanık 4) mec. Girgin Vasıf ı hem arkadaş canlısı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaygın — sf. 1) Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan Yaygın bir söz. Yaygın bir inanç. 2) Pek çok kimsede görülen ve beğenilen Yaygın bir kültürü ve her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı. H. Taner 3) Sınırı… … Çağatay Osmanlı Sözlük