pekiştirmeli — sf. Pekiştirilmiş olan Birleşik Sözler pekiştirmeli isim pekiştirmeli kelime pekiştirmeli özne pekiştirmeli sıfat pekiştirmeli zarf … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelime — is., Ar. kelime Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. O. V. Kanık Birleşik Sözler kelime cambazı kelime hazinesi kelimeişehadet kelime kadrosu kelime karışıklığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
pekiştirmeli isim — is., smi, dbl. Pekiştirmeli kelime biçiminde kurulmuş isim Güpegündüz (güp e gündüz) … Çağatay Osmanlı Sözlük
pekiştirmeli sıfat — is., dbl. Pekiştirmeli kelime biçiminde kurulmuş sıfat Tertemiz elbiseler … Çağatay Osmanlı Sözlük
pekiştirmeli zarf — is., dbl. Pekiştirmeli kelime biçiminde kurulmuş zarf Apansız karşılaştık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıfat — is., Ar. ṣifat 1) Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder. R. H. Karay 2) dbl. Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarf — is., esk., Ar. ẓarf 1) Kap, kılıf, sarma 2) İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler. A. Haşim 3) İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap Kenarları ezik bir çift … Çağatay Osmanlı Sözlük