petrol — is., lü, Fr. pétrole Yoğunluğu 0,8 0,95 arasında olabilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı Kamyonlar yarı benzin, yarı petrolle çalışmaya uğraşıyor. A. Gündüz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lamba — is., Rum. 1) Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet Bir gaz lambasının ışığında önüme serdiğim haritayı tetkik ediyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Radyo ve televizyonlarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lüks — 1. is., Fr. luxe 1) Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. N. Cumalı 2) sf. Gösterişli, şatafatlı Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. T. Buğra 3) sf. Gereksinim dışı olan 4) sf.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çerden çöpten — sf. 1) Dayanıksız, çürük Petrol lambası yanan / Kamış saz kulübede / Çerden çöpten kulübede / Mısır ekmeği yiyen çocuk / Seni seviyor. S. F. Abasıyanık 2) mec. Zayıf, narin, çelimsiz Ufak tefek, çerden çöpten kızlar, sinema yıldızları mesela... R … Çağatay Osmanlı Sözlük
LÜKS — Lât: Aşırı süs. * Işık ölçü birimi. * Kuvvetli ışık veren bir nevi petrol lâmbası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gaz — 1. is., Fr. gaze Tül 2. is., Fr. gaz 1) Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde 2) Gaz yağı, petrol Aklıma geldi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük