sebze — is., Far. sebze Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat Birleşik Sözler sebze çorbası sebze meyve toptancısı donmuş sebze kuru sebze yaş sebze … Çağatay Osmanlı Sözlük
çorba — is., Far. şūrbā 1) Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek 2) mec. İçinden çıkılmaz durum Birleşik Sözler çorba kaşığı çorba tabağı egzotik çorba ekşili çorba hazır çorba terbiye … Çağatay Osmanlı Sözlük
borş — is., Rus. Pancar, lahana, et üzerine krema konularak yapılan bir tür sebze çorbası, borç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızarmak — nsz 1) Kırmızı veya ona yakın bir renk almak Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi. P. Safa 2) Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak Domatesler kızardı. 3) Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu… … Çağatay Osmanlı Sözlük