ses türemesi

ses türemesi
is., dbl.
Bir sözün aslında bulunmayan bir ünlü veya ünsüzün sonradan türemesi: urmak \> vurmak, hükm \> hüküm gibi

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ön ses türemesi — is., dbl. Aslında kelimede bulunmayan bir ünlü veya ünsüzün ön seste belirmesi, protez: urmak > vurmak gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ön ses — is. Kelimenin oluştuğu seslerden ilki Birleşik Sözler ön ses düşmesi ön ses türemesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ünlü türemesi — is., dbl. Ses özelliklerine veya birbirleriyle birleşme şartlarına uygun olarak kelimenin önüne, içine veya sonuna ünlü getirilmesi: scarpina > iskarpin, ruza > oruç, limon > ilimon vb …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • türeme — is. 1) Türemek işi 2) dbl. Aynı kökten çıkma, iştikak Birleşik Sözler türeme ünlü türeme ünsüz addan türeme ad addan türeme fiil iç türeme isimden türeme fiil …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • birleşik kelime — is., dbl. Ses düşmesi, ses türemesi, kelime türünün değişmesi, üzerindeki ekin görevini kaybetmesi veya anlam kayması dolayısıyla aralarına ek girmeyerek kalıplaşmış iki veya daha çok sözden oluşan kelime: pazartesi (< pazar ertesi), hissetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • protez — is., Fr. prothèse 1) Eksik bir organın yerini tutmak, bir organın sakatlığını örtmek amacıyla yapılan yapma organ veya parça Diş protezi. 2) sf. Bu amaçla yapılıp kullanılan (organ) 3) dbl. Ön ses türemesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ünlü — sf. 1) Ün salmış olan, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi. T. Buğra 2) is., dbl. Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, vokal, sesli, sesli harf: a, e, ı, i,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ünsüz — sf. 1) Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz 2) is., dbl. Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant Birleşik Sözler ünsüz benzeşmesi ünsüz düşmesi ünsüz göçüşmesi ünsüz ikizleşmesi ünsüz tekleşmesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”