sınırlı

sınırlı
sf.
1) Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu
2) Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli

Bizim divan edebiyatımızın da halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır.

- N. Cumalı
3) Az miktarda

Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır.

- H. Taner
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • sinirli — sf. 1) İçinde sinir bulunan Sinirli et. 2) Kolayca ve çabuk sinirlenen, asabi İskele memuru, zayıf, kuru, sinirli bir adamdı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sinirli — bax əsəbi. <Dilbər:> . . Belə sinirli bir halda <Balaşa> danışa bilmərəm. C. C.. <Murad> . . hissiyyatına məğlub olan, zəif sinirli bir adam da deyildi. S. H …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • sınırlı doğru — is., mat. Başı ve sonu belli olan doğru …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırlı ortaklık — is., ğı, tic. Belirli bir sermaye ile kurulan ortaklık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırlı sayı — is., mat. Sonsuz değerli olmayan sayı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırlı sorumluluk — is., ğu, huk. Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, bütün mal varlığıyla değil de mal varlığının bir bölümüyle sorumlu olması durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırlı sorumluluk — Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, bütün mal varlığıyla değil de mal varlığının bir bölümüyle sorumlu olması durumu …   Hukuk Sözlüğü

  • ASABÎ — Sinirli. Öfkeli …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • hışım — sinirli, inatçı …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • gülmek — nsz, er 1) İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. H. E. Adıvar 2) Mutlu, sevinçli zaman geçirmek,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”