- soy sop
- is.
1) Bütün soy ve hısımlar2) Döl, zürriyet
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
soy — is. 1) Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale Bizler hadi neyse böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın, bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir. M. Ş. Esendal 2) Cins, tür, çeşit 3) sf. İyi ve üstün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cins cibilliyet — is. 1) Nitelik 2) Asıl, soy sop … Çağatay Osmanlı Sözlük
döl döş — is. Çocuklar ve torunlar, soy sop Öyle ya, senin dölün yok, döşün yok! Bekâra karı boşaması kolaydır. E. E. Talu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller döl döş sahibi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
künye — is., Ar. kunye 1) Bir kimsenin adı, soyadı, ülkesi, doğumu, mesleği vb. bilgilerini gösteren kayıt Kara Hüseyin in künyesini yazdığım defteri belki on kere açtırıyor, parmağını künyenin üstüne büyük bir hızla koyuyor. H. E. Adıvar 2) Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
orijin — is., Fr. origine 1) Soy sop 2) Köken, başlangıç, kaynak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tohum — is., bit. b., Far. tuḫm 1) Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane 2) mec. Soy sop, döl, nesil, sülale Tohumu kurudu. 3) mec. Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
veraset — is., biy., Ar. verāṣet 1) Kalıtım 2) huk. Mirasta hak sahibi olma Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti. T. Buğra Birleşik Sözler veraset ilamı veraset ve intikal vergisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedi göbek — is., ği 1) Bir soyun bilinen en büyüğü 2) Bütün soy sop, yedi cet … Çağatay Osmanlı Sözlük
zürriyet — is., Ar. ẕurriyyet 1) Döl, soy sop, sulp 2) Çocuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
aslünesl — (A. F.) [ ﻞﺴﻥ و ﻞﺹا ] soy sop … Osmanli Türkçesİ sözlüğü