- su düzeyi
- is.
Su yüksekliğinin durumu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yaşam düzeyi — is. Hayat düzeyi veya seviyesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayal düzeyi — is. Hayal edebilme gücü, seviyesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
taban düzeyi — is., jeol. Bir akarsuyun, aşındırma ile erişebileceği en alçak yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı düşmek — düzeyi, miktarı, niteliği alçalmak ... asıl ve yedek üye sayıları toplamının on beşten aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu Anayasa nın kabul ettiği esasa ve sıraya uyulur. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzey — is. 1) Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye Su düzeyi. 2) Bir kursun basamaklarından her biri, kur (I) 3) mec. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faça — is., argo, İt. faccia 1) İskambil destesinin en altındaki kâğıt 2) Yüz, çehre, surat 3) Giysi 4) den. Yüklü geminin bordasındaki su düzeyi ile boş geminin bordasındaki su düzeyi arasında kalan bölüm Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller faça etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mustafa Pultar — Prof. Dr. Mustafa Pultar Born March 1, 1940(1940 03 01) Istanbul, Turkey Residence Istanbul Nationality Turkish Citizenship Turkish … Wikipedia
açlık sınırı — is. Bir ülkede insanların sağlıklı bir biçimde yaşayabilmeleri için sahip olmaları gereken en düşük gelir düzeyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
az gelişmiş — sf. 1) Gelişmesi gecikmiş olan 2) Eğitim düzeyi düşük kalmış, üretimi genellikle ilkel tarıma dayanan, doğal kaynaklarını gereğince değerlendiremeyen (ülke) Yeni bir anayasa ile her şeyin düzeleceğine bel bağlamak az gelişmiş ülkelere özgü bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
darboğaz — is., ekon. 1) Piyasalarda üretimin, kredilerin, döviz imkânlarının, sürümün, ham madde arzının ve malzeme stoklarının gereksinim düzeyi altına düştüğü sıkıntılı durum 2) mec. Toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum … Çağatay Osmanlı Sözlük