sütü bozuk

sütü bozuk
sf., -ğu
Kötü soydan gelen (kimse)

Ben belki karışık bir adamım, ille velakin berbat, sütü bozuk bir herif değilim.

- O. C. Kaygılı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • bozuk — 1. sf., ğu 1) Bozulmuş olan Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra 2) Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ) Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin 3) is. Madenî para, bozuk para Hiç olmazsa birkaç… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • süt — is. 1) Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını beslemek için memelerinden gelen, besin değeri yüksek beyaz sıvı 2) bit. b. Bazı bitkilerin türlü organlarında bulunan beyaz renkte öz su 3) Erkek balığın tohumu 4) Süte benzeyen her türlü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sütsüzlük — is., ğü 1) Sütü olmama durumu 2) mec. Kötü soydan gelme, sütü bozuk olma durumu veya sütsüzce davranış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fürumaye — sf., esk., Far. furū + māye Sütü bozuk, mayası bozuk, soysuz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cibilliyetsiz — sf. Soysuz, sütü bozuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sütsüz — sf. 1) İçinde süt bulunmayan, süt katılmadan yapılan Sütsüz irmik helvası. 2) Az süt veren Sütsüz inek. 3) Körpe olmayan, kart Sütsüz mısır. 4) mec. Kötü soydan gelen, sütü bozuk (kimse) Merhametli bir kadın için böyle sütsüz mahluklarla uğraşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEDMAYE — f. Ahlâksız. * Soysuz. Sütü bozuk …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • FÜRU-MAYE — Soyu alçak. Kötü soylu. Sütü bozuk …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”