kuru — sf. 1) Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. H. E. Adıvar 2) Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan Kuru çöl. Kuru tepeler. 3) Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sirke — 1. is., Far. sirke 1) Salatalara, yemeklere ekşilik vermek için kullanılan ekşimiş üzüm, elma, limon vb. suyu 2) Birtakım kimyasal yöntemlerle hazırlanmış birleşiklerin ortak adı Birleşik Sözler sirke ruhu sirke sineği elma sirkesi üzüm sirkesi 2 … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta — is., Far. taḫte 1) Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç Çam tahtası. Gürgen tahtası. 2) sf. Bu ağaçtan yapılmış Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik. Ö. Seyfettin 3) Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme Yeni silinmiş tahtalar birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta biti — is., hay. b. Tahtakurusu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarım kanatlılar — is., ç., hay. b. Böcekler sınıfından, ön kanatları dipten başlayarak yarıdan çoğu sertleşmiş, son bölümleri ve art kanatları zar durumda olan tahtakurusu, bit, su biti, su akrebi, fidan biti, cırcır böceği, kırmız böceği gibi böcekleri içine alan … Çağatay Osmanlı Sözlük
TERKİB-İ MEZCÎ — İki veya daha fazla kelimeden meydana gelen ve bir isme delâlet eden isim. Baalbek, Kırıkkale, Tahtakurusu kelimelerinde olduğu gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük