- tek çekirdekli
- is., biy.
Yalnız bir çekirdeği olan hücre
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tek — 1. sf. 1) Eşi olmayan, biricik, yegâne Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir. Y. Z. Ortaç 2) is. Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri Dirseği hafifçe dizime dokunuyor ve bir saçı, bir tek tel saçı kaşının… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekirdekli — sf. Çekirdeği olan, içinde çekirdeği bulunan Birleşik Sözler tek çekirdekli tek çekirdekliler … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağla — is., bit. b. Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli Birleşik Sözler çağla yeşili … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızılcık — is., ğı, bit. b. 1) Kızılcıkgillerden, yaprak açmadan çiçeklenen iri gövdeli bir ağaç (Cornus mas) 2) Bu ağacın güzün olgunlaşan, kırmızı, tek çekirdekli, reçeli ve şerbeti yapılan, buruk bir tadı olan yemişi Birleşik Sözler kızılcık reçeli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kiraz — is., bit. b., Rum. 1) Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı (Cerasus avium) 2) Bu ağacın kırmızı veya beyaz renkte, etli, sulu, tek çekirdekli meyvesi Tabaktan ikişer kiraz daha alıyoruz. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler kiraz elması … Çağatay Osmanlı Sözlük
zeytinsi meyve — is., bit. b. Erik, kiraz, kayısı, badem vb. tek çekirdekli meyvelerin genel adı … Çağatay Osmanlı Sözlük
erik — is., ği, bit. b. 1) Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica) 2) Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi Birleşik Sözler erik hoşafı erik kompostosu erik marmeladı erik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayısı — is., bit. b., Far. ḳayṣī 1) Gülgillerden, sıcak veya ılık iklimlerde yetişen, çiçekleri pembemsi beyaz bir ağaç (Prunus armeniaca) 2) bit. b. Bu ağacın açık turuncu renkte, eti sulu, güzel kokulu, tek ve sert çekirdekli tatlı meyvesi 3) Beyazı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lenfosit — is., biy., Fr. lymphocyte Kanda, kemik iliğinde, lenfte bulunan, tek ve çok iri çekirdekli, küçük, renksiz bir kan hücresi … Çağatay Osmanlı Sözlük